Yabancılar Ve Uluslarası Koruma Kanunu Kapsamı , Temel İlkeleri
A-) Yabancılar ve Uluslarası Koruma Kanunu’nun Kapsamı
6458 sayılı YUKK m.2 hükmü uyarınca, yabancılarla ilgili işlemler; sınırlarda, sınır kapılarında ya da Türkiye içinde yabancıların münferit koruma talepleri üzerine sağlanacak uluslararası koruma, ayrılmaya zorlandıkları ülkeye geri dönemeyen ve toplu halde Türkiye’ye gelen yabancılara acil olarak sağlanacak geçici koruma statüsü, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını kapsamaktadır.
YUKK m.2/2 hükmü uyarınca, bu kanunun uygulanmasında, Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar ile özel kanunlardaki hükümler saklı tutulmuştur. Başka bir ifadeyle, YUKK’un düzenlediği bir hususta milletlerarası antlaşma varsa öncelikle milletlerarası antlaşma hükümleri uygulanacaktır.
Örneğin, ‘Mülteciler’, 1951 Cenevre Konvansiyonu ile düzenlenmiştir. Türkiye 1961 yılında bu konvansiyonu onaylamıştır. YUKK’ta da mülteciler ile ilgili hükümler olmasına rağmen öncelikle milletlerarası antlaşma niteliğinde olan ve Türkiye’nin onaylama yoluyla kabul ettiği 1951 Cenevre Konvansiyonu ilgili hükümleri uygulacaktır.
Örneğin, 5543 sayılı İskan Kanunu, YUKK’a nazaran özel bir kanun niteliğindedir. Göçmenler (Göçmen: Türk soyundan ve Türk kültüründen olup da Türkiye’ye yerleşmek üzere gelen yabancılar) ile ilgili konularda öncelikle İskan Kanunu uygulanacaktır.
YUKK, yabancılarla ilgili bütün konuları kapsamamaktadır. Örneğin, Yabancıların çalışma izinleri 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile, yabancıların Türkiye’de taşınmaz mal iktisabı 2644 sayılı Tapu Kanunu m.35 ile, yabancıların Türkiye’de dernek/vakıf kurması Dernekler Kanunu, Vakıflar Kanunu hükümleriyle, yabancı sermaye yatırımları 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Kanunu ile düzenlenmiştir.
B-)Yabancılar ve Uluslarası Koruma Kanunu’ndaki Temel İlkeler
1.Geri Gönderme Yasağı (Non-Refoulement)
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 3.maddesi’nde düzenlenmiş olan Geri Gönderme Yasağı, YUKK’da temel ilke olarak kabul edilmiştir.
YUKK. m.4 hükmü uyarınca, hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.
YUKK. m.4/2 hükmü uyarınca, 1951 Cenevre Konvansiyonu m.33/2 hükmü saklı tutulmuş olup, bu hüküm uyarınca hangi hallerde ‘non-refoulement’ ilkesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre, bulunduğu memleketin emniyeti için tehlikeli sayılması hususunda ciddi sebepler mevcut olan veya bilhassa vahim bir suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükümle mahkum olan ve tehlike teşkil eden mülteci için uygulanmaz.
1951 Cenevre Konvansiyonu m.33 hükmü ‘geri-gönderme yasağı’ yalnızca mülteci statüsü için düzenlenmiştir. YUKK. m.4 hükmü ise farklı olarak, YUKK’un kapsamına giren bütün yabancılar için uygulanmaktadır.
2.Vatansızların ve Uluslararası Korumadan Yararlanan Yabancıların Karşılıklılık İlkesinden Muaf Tutulması
YUKK’un m.51/1-c hükmündeki vatansızlar ve m.88/1 hükmündeki uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler, karşılıklılık şartından muaftır. Ancak, uluslararası koruma statüsü almak için başvurmuş olanlar, henüz statü verilmemişse karşılıklılık şartı uygulanmaya devam eder.
3.Uluslararası Koruma Talep Edenlere Sağlanacak Hakların Türk Vatandaşlarına Tanınanlardan Fazla Olmaması
YUKK. m.88/2 hükmü uyarınca, uluslarası koruma başvuru sahibine, başvurusu reddedilen veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişilere sağlanan haklar ve imkanlar, Türk vatandaşlarına sağlanan haklardan ve imkanlardan fazla olacak şekilde yorumlanamaz.